25 Haziran 2014 Çarşamba

İş görüşmeleri için 5 kritik ip ucu

Bir sonraki iş görüşmenizde, kendinize güveninizi arttıracak daha da önemlisi iş veren üstünde harika bir etki bırakmanızı sağlayacak 5 kritik ip ucunu sizin için derkedik.

1. Araştırma yapın 
Plansız bir iş görüşmesinin başarısız olması kaçınılmazdır. IK uzmanları her görüşmede,  bazen zaman açıkça bazen dolaylı yollardan baş vurduğunuz firma hakkında ne kadar bilginiz olduğuna yönelik sorular sorarlar. Hiçbir firma iş ilanına hiç düşünmeden başvuran birini işe alamak istemez sonuçta. Bu nedenle şirket hakkında temel bilgiler edinmiş olmanız çok faydalıdır. Öyle herşeyi en detayına kadar bilmenize gerek yok, temel olarak sektörde ki yeri, firmanın ürün ve hizmetleri hakkında temel bilgiler yeterli. Firmanın son günlerde yeni çıkan bir ürün yada hizmeti varsa bunu bilmek de fark yaratacaktır. Finans uzmanıysanız geçen yıllardaki kar/zarar miktarı hakkında da fikir sahibi olmakta yarar var. Konu iş görüşmesine gittiğiniz firmaya geldiğinde güvenle sobet edebilmek fark yaratacaktır.


2. Cevaplarınızı önceden hazırlayın
Belirli bir sırası olmamasına rağmen her iş görüşmesinde sorulan belirli sorular vardır. Üstüne üstelik bu sorulardan bazılarının kesin bir cevabı da yoktur. Siz yinede en güçlü/zayıf yönlerinizi, neden o pozisyon için doğru kişi olduğunuzu, iş ortamında sizi olumlu ve olumsuz etkileyen şeylerin neler olduğunu düşünün. Tabii ki bu sorulara görüşme anında da cevap bulabilirsiniz ama önceden düşünmüş olmak daha doğru cevaplar vermenizi sağlayacaktır.

3. Görünüşünüze dikkat edin
Tabii ki işi yeteneklerinize göre alacaksınız ama görüşme sırasında iyi bir etki bırakmak çok önemli. Karşımızda ki kişiyi etkilemenin yoluda dış görünüşümüzden geçiyor. Görüşmeye giderken temiz ve bakımlı olduğunuzdan emin olun. Traşlı olduğu için kimse kimseyi işe almamazlık etmez ama bakımsız bir sakal her zaman sorun çıkartabilir. Giydikleriniz birbirine uyumlu ve ayakkabılarınız mutlaka boyalı olsun.
Genel prensip olarak, baş vuruğunuz pozisyonun bir üst seviyesinde ki kişinin giyineceği gibi giyinmek başarı için altın anahtar.

4. Tedbirli ve sakin olun
İyi bir hazırlık kontrol kalmak için anahtardır. Herhangi bir beklenmedik gecikme için ekstra zaman sağlamay dikkat edin. Görüşme için yola çıkarken trafik sıkışıklığı yada görüşme yapacağınız yeri bulamama olasılığını hesaba katmayı unutmayın. İnsanı görüşmeye geç kalmak kadar strese sokan başka bir etmen yoktur. Görüşme sırasında görüştüğünüz kişinin de insan olduğunu unutmayın. Sinirli bir gününde olabilir, siz de hemen fevrileşmeyin.
Görüşme sırasında üzerinize gelindiğini hissediyorsanız büyük ihtimalle sabrınız ve stresi kaldırabilme yeteneğiniz test ediliyordur. Herşeyin görüşme odasında kalacağını ve bu sınavı geçerseniz işi alacağınızı düşünerek kendinizi sakinleştirin.

5. Soru sorun 
Posizyonla gerçekten ilgilendiğinizi göstermenin en kolay yolu soru sormaktır. Posizyon ve firma ile ilgili en az beş soru hazırlayın. Sorularınızın firma kültürü, çalışacağınız ekip, şirket içindeki geleceğiniz ve şirketin hedefleri hakkında olabilir. Bu soruları da daha önceden hazırlamış olmak görüşmede işinizi kolaylaştıracaktır.

Görüşmenizde şimdiden bol şanslar. Umarız tavsiyelerimiz işi almanızı sağlar.

3 Haziran 2014 Salı

Sokak Çocukları ve biz

Sokak çocuklarından çoğumuz zaman zaman korkuyoruz, sokakta korkulacak o kadar insan varken bunların kafasını "güzel" yapan herneyse işte ondan aldıklarını bildiğimiz için korkuyoruz.



Şimdi kalkıp da kimse onları gördüğümüzde bi yemek ısmarlayalım, oturup sevgiyle saçlarını okşayalım edebiyatı yapmasın. 

Öyle kolay değil o işler, o filmlerde izlediğiniz gibi kendilerini görmezden gelerek yanından gelip geçen insanlara özenip, hayaller kurmuyor, kendini elinde elma şekeriyle hayal etmiyor, elini uzatan  biri olsa onu bu hayattan çekip çıkartsa diye beklemiyor hiç biri.

O çocukları hor görmüyor ya da aşağılamıyor buna her ne derseniz işte onu yapmıyorum.
O hayatı yaşamak kolay değil, hem de hiç kolay değil o yüzden zamanla insani duygularını kaybediyorlar. 
Kendisine saçma sapan davranan birini gördüklerinde bizim gibi muhatap olmamayı seçip, uzaklaşmıyor. Karşılık olarak daha çok saçmalıyor, belki de saldırıyor. Çünkü muhakeme yeteneğini kaybettiriyor hayat ona.

Sonra sen yanından geçerken sağ elinden tuttuğun çocuğunu ona yaklaşınca sol eline geçiriyorsun onun olduğu taraftan yürümesin diye.


Bugün otobüsün önünde 15-16 yaşlarında sokakta yaşadığı her hallerinden belli 2 delikanlı 2-3 yaşında bir çocuğun ellerinden tuttmuş yürüyorlar, o an ne olduysa bilmiyorum durduk, çocuklardan biri şoförün camına doğru “önünde baksana” türünden bişeyler söylüyor, o ana kadar yolculara bile terslenip duran şoför hiç beklemediğim bir şekilde çocuğa açıklama yapıyor; Ben “sana yol vermek için öyle yaptım” dediğini tam olarak duydum. Çocuk durmuyor ama söyleniyor; “görmüyor musun küçük çocuk var” diyor şoför de bir yandan “tamam kusura bakma” falan deyip olayı uzatmamaya çalışırken, otobüsün içindeki yurdum insanı başlıyor söylenmeye, “kaptan ne muhattap oluyorsun devam et”, diyeni de var “kaptan inip dövelim mi?” diyeni de.




Arkadaş o çocuğun üstünde başında aylardır yıkanmayan kıyafetler olmasaydı herkes şoföre saldıracaktı; “Dikkat etsene küçük çocuk var” diye, ama ezilmekten, sınıfsal farklılıktan en ağır şekilde nasibini almış emeğinin karşılığının verilmediği 12 saat mesai yapacağı işine giden insanların çoğu rahatsız oldu bir sokak çocuğuna ‘kusura bakma’ diye açıklama yapılmasından. 


Bu çocukları senin benim gibi insanların yardım etmesiyle kurtaramayız. Daha büyük, imkanları olan kişiler, kurumlar sahip çıkmalı. Herşeyden önce ruhu iyileştirilmeli, ordaki yaraları sarılmalı ki sonra işe güce ya da bir ailenin yanına sıcak bir yuvaya yerleştirilmesi düşünülmeli. O yüzden bunu sen ben yapamayız.
Hümanistliği bir kenara bırakalım gerçekçi olalım; Yapmaya çalışsak kaç tanesine yetişebiliriz ki? 


işte yine gelmiş geçmiş en büyük otoriteye dayamak istiyoruz bu konuda da sırtımızı, devlet baba açsın kollarını sahip çıksın istiyoruz ama devlet baba asıl “aç”ları doyurmakla meşgul şu an da cevap veremiyor. Hem cevap verse ne olacak, bu ülkeye hayrı dokunacağı alenen belli olan, üniversiteli gençlerini öldürenlere eline sağlık diyerek, sırtını sıvazlıyorsa biz ne için kim için yardım bekleyelim?