3 Haziran 2014 Salı

Sokak Çocukları ve biz

Sokak çocuklarından çoğumuz zaman zaman korkuyoruz, sokakta korkulacak o kadar insan varken bunların kafasını "güzel" yapan herneyse işte ondan aldıklarını bildiğimiz için korkuyoruz.



Şimdi kalkıp da kimse onları gördüğümüzde bi yemek ısmarlayalım, oturup sevgiyle saçlarını okşayalım edebiyatı yapmasın. 

Öyle kolay değil o işler, o filmlerde izlediğiniz gibi kendilerini görmezden gelerek yanından gelip geçen insanlara özenip, hayaller kurmuyor, kendini elinde elma şekeriyle hayal etmiyor, elini uzatan  biri olsa onu bu hayattan çekip çıkartsa diye beklemiyor hiç biri.

O çocukları hor görmüyor ya da aşağılamıyor buna her ne derseniz işte onu yapmıyorum.
O hayatı yaşamak kolay değil, hem de hiç kolay değil o yüzden zamanla insani duygularını kaybediyorlar. 
Kendisine saçma sapan davranan birini gördüklerinde bizim gibi muhatap olmamayı seçip, uzaklaşmıyor. Karşılık olarak daha çok saçmalıyor, belki de saldırıyor. Çünkü muhakeme yeteneğini kaybettiriyor hayat ona.

Sonra sen yanından geçerken sağ elinden tuttuğun çocuğunu ona yaklaşınca sol eline geçiriyorsun onun olduğu taraftan yürümesin diye.


Bugün otobüsün önünde 15-16 yaşlarında sokakta yaşadığı her hallerinden belli 2 delikanlı 2-3 yaşında bir çocuğun ellerinden tuttmuş yürüyorlar, o an ne olduysa bilmiyorum durduk, çocuklardan biri şoförün camına doğru “önünde baksana” türünden bişeyler söylüyor, o ana kadar yolculara bile terslenip duran şoför hiç beklemediğim bir şekilde çocuğa açıklama yapıyor; Ben “sana yol vermek için öyle yaptım” dediğini tam olarak duydum. Çocuk durmuyor ama söyleniyor; “görmüyor musun küçük çocuk var” diyor şoför de bir yandan “tamam kusura bakma” falan deyip olayı uzatmamaya çalışırken, otobüsün içindeki yurdum insanı başlıyor söylenmeye, “kaptan ne muhattap oluyorsun devam et”, diyeni de var “kaptan inip dövelim mi?” diyeni de.




Arkadaş o çocuğun üstünde başında aylardır yıkanmayan kıyafetler olmasaydı herkes şoföre saldıracaktı; “Dikkat etsene küçük çocuk var” diye, ama ezilmekten, sınıfsal farklılıktan en ağır şekilde nasibini almış emeğinin karşılığının verilmediği 12 saat mesai yapacağı işine giden insanların çoğu rahatsız oldu bir sokak çocuğuna ‘kusura bakma’ diye açıklama yapılmasından. 


Bu çocukları senin benim gibi insanların yardım etmesiyle kurtaramayız. Daha büyük, imkanları olan kişiler, kurumlar sahip çıkmalı. Herşeyden önce ruhu iyileştirilmeli, ordaki yaraları sarılmalı ki sonra işe güce ya da bir ailenin yanına sıcak bir yuvaya yerleştirilmesi düşünülmeli. O yüzden bunu sen ben yapamayız.
Hümanistliği bir kenara bırakalım gerçekçi olalım; Yapmaya çalışsak kaç tanesine yetişebiliriz ki? 


işte yine gelmiş geçmiş en büyük otoriteye dayamak istiyoruz bu konuda da sırtımızı, devlet baba açsın kollarını sahip çıksın istiyoruz ama devlet baba asıl “aç”ları doyurmakla meşgul şu an da cevap veremiyor. Hem cevap verse ne olacak, bu ülkeye hayrı dokunacağı alenen belli olan, üniversiteli gençlerini öldürenlere eline sağlık diyerek, sırtını sıvazlıyorsa biz ne için kim için yardım bekleyelim?

0 yorum:

Yorum Gönder