6 Nisan 2016 Çarşamba

İstanbul Yalıları - Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı

Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı 1992
Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı 1992
Körfez caddesi no: 47. (Ada 66/parsel 12)
Üslubu       : Geçirdiği tamir ve değişikliklerle asli durumu ve
                       üslubunu kaybetmiş durumda.
Yapı Şekli   : Ahşap
İnşa Tarihi  : XVII.yüzyıl sonu (Sultan II.Mustafa devri) (1699)
Yüz ölçümü : Divanhane 115m2.

Çok harap ve bir çok olumsuz dış değişimlere uğramış Amucazade yalılarının kalan Divanhane'si, XVII. yüzyılda Osmanlı yaşam zenginliği ve zevkinin günümüze kadar gelen göstergelerindendir. Geçirdiği evreler, eski resimlerinden ve çeşitli çizimlerden de açık olarak görülmektedir.
Yalının Tarihçesi
Yalı ve köşk, Nazım Divanı'nda bulunan bir tarih beytine göre 1699 senesinde inşa edilmiştir. Hüseyin Paşa, Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın amcasının oğlu olduğu için "Amucazade" lakabıyla anılmıştır.

Yapı Özelliği
Bugün tek bir odası kalmış olan yalı köşkünün eskiden arkasında bir sofa ve iki odası daha bulunuyor ve bu haliyle bina Köprülü Yalısı'nın selâmlık dairesini oluşturuyordu. Harem, köşkün 60-70 metre ötesinde ve Hisar tarafında idi. Kargopulo'nun (19.yüzyılın ikinci yarısında çektiği) fotoğrafında iki bina da görülmektedir. Haremlik, fotoğraftan çıkarılacak planına göre: iki katlı, büyük sofalı ve ortalama yirmi kadar odalı idi. Bu binada da, Hisar'a bakan köşede, on kadar penceresi olan büyük bir kabul odasının bulunduğu anlaşılıyor. Yalının 93 Harbi sıralarında yerleştirilen göçmenler yüzünden harap olduğu ve yıktırıldığından söz ediliyor. Yalı köşkünden yâni selamlık'tan kalan oda "T" şeklindedir. Burada, Boğaziçi'ndeki benzer köşklerde olduğu gibi, her şeyden evvel manzaraya üç yönden açılan bir mekân vücuda getirmek arzusu hakim olmuştur. Divanhane, üç tarafı manzaralı olduğundan, arka duvarı hariç, diğer duvarları kamilen pencere yapılmıştır. Bu durumda pencerelerin normal yükseklikte yapılması, yâni üst kısımlarında cam duvar (alçı baş penceresi) olması halinde mekânın dayanılmaz bir ışık fazlalığı içinde kalması tehlikesi doğmaktadır. Bu sebepten dolayı üst pencereler kaldırılmıştır. Elde edilen neticenin büyüleyici güzelliği, ancak odanın içinde bulunmakla değerlendirilebilir.

Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı Tasarı
Rekonstruksiyon tasarısı (Sedat Hakkı Eldem, Köşkler ve Kasırlar)
Özellikle suyun üstündeki ışınların loş tavan ve duvarlara hareketli ve canlı yansımaları (akisleri), bu arada tezhipli satıhlardaki altın kaplamaların yer yer pırıltıları, doyulmasına imkân olmayan bir güzellik yaratır. Bu köşk odasının üç tarafını çeviren pencereler mukarnaslı (stalactite'li) bir silme üzerine oturan bir raf ile örtülmüştür. Raf beş metre kadar olan yüksekliğin ortasındadır. Rafın üstünde kalan kısım tamamen sağırdır ve geniş halatlı paşalarla çevrilmiş sular vasıtasıyla kemerli kitabeler bölünmüştür.
Divanhane'nin üç çıkması şahından şebekeli klasik Bursa kemerleriyle ayrılmıştır. Ortada bulunan çıkmanın kemeri ise birbirini izleyen kum saatleriyle bölünmüş ve böylece diğerlerinden az hissedilir bir şekilde ayırd edilmiştir.

Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı Divanhane
19.yüzyılda İstanbul'a gelmiş bulunan İtalyan ressam Catannacci'nin resmi (Divanhane)
Tavanları birbirinden burmalı paşalarla ayrılmış üç çerçeve ile çevrilmiş, ortada kalan kısımları orta şahında kubbe, kanatlarda aynalı teknelerle örtülmüştür. Kubbe ve teknelerin göbekleri hurda perçin tarzında geometrik taksimat ve mukarnaslı sarkma topuzlarla süslenmiştir. Orta kubbe ile çerçeveler arasında kalan üçgenler ince şişlerle birer gül resmiyle süslü karelerle bölünmüştür. Odanın içi tamamiyle ahşap kaplama ve nakışlıdır. Yalnız kapı ve dolap cephesi tel ve fildişi kakma ve boyasıdır. Ortada, kubbe altında, kademeli mermer fıskiye, yanda tekne kubbeler, bütün duvarlar, tavanlar nakışlı altın yaldızlı. Her santimi ayrı incelenecek, devrinin motifleriyle süslüdür. Klasik ölçüler içinde, modern espiriye de uygun olarak bir kesik "T" planı.
Amucazade Hüseyin Paşa, birçok memuriyetlerde ve Kara Mustafa Paşa ile U.Viyana kuşatmasında bulunmuş, 1687 senesinde sadrazamlığa getirilmiştir.
Yalının 300 yıllık hayatı içinde tarihe geçmiş birçok günleri vardır. 1699 Karlofça Muahedesi'nden sonra, Avusturya'dan sefir olarak İstanbul'a Virmond gönderilmişti.Nemçe sefirine verilen ziyafet en parlaklarından biri olmuştu. Sefirler (o zamanki deyimiyle süfera), arkalarında sayısız kayık olduğu halde, üçyüz kürekçinin çektiği kadırga ile yalıya gelmişlerdi. Çeşitli, spor, hokkabazlık gösterileri arasında çok kalabalık bir saz heyeti de icrayı sanat etmişti.

İstanbul Ansiklopedisi'nin kaydına göre:
Fazıl Divanı'ndaki "Bahr üzre zıbacâyı Hüseyin Paşa" mısraı
1113 Hicrî (1701) inşa tarihini göstermektedir.an Erdenen, AfmıMJMyo:»- ?a-Mifrna fncgmmı, 1%5 yazı)
Pierre Loti, daha 1910 yılında İstanbul'a geldiğinde:
"Boğaziçi Yalıları'nı özellikle Amucazade Yalısı'nı kurtarın" diye feryad etmiş, fakat aldıran olmamıştı. Ancak 1950 'li yıllarda bir kaç dirayetli mimar harabeyi kaldırmışlarsa da bu yeterli olmamıştır.
Prof.Dr.Süheyl Ünver'in notu:
"Anadoluhisarı'ndaki Köprülü Yalısı Selamlık Köşkü Boğaz'ın en eski sivil yapısıdır (1699) ve son klasik üslupta en zengin iç dekor taşıyan, ancak tek odası kalmış olan yapı, son derece haraptır. Ne var ki, yeniden tamiri için, bu yolda yapılan teşebbüsler, binanın "meşruta" (satılmamak şartıyla birine verilmiş mülk) olması yüzünden sonuç vermemiştir."

Milli Eğitim Bakanlığı'nın gözetiminde, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü'nce onarım için görevlendirilen Mimar Cahide Tamer'in yaptığı ayrıntılı incelemelerin sonucundaki değerlendirmeleri de şöyledir:
  1. Binanın dayandığı duvarlar, belki denizin harçlarını yemesinden, boşaltılmasından, belki de -daha zayıf bir ihtimalle- başlangıçta kuru olarak işlenmiş olmalarından, sadece hariçten ince bir harç tabakasının derzlediği kuru duvar halinde idiler. Böylece, binayı değil, kendisini bile taşımaktan acizdiler ve pek yakın zamanda göçmeleri kaçınılmazdı.
  2. Denize doğru uzanan kısmı takviye maksadıyla konmuş servi direkler, alt kısımları çok incelmiş, çürümüş, bazıları da oturmak suretiyle boşalmış olduklarından kendilerinden beklenen işi göremez hale gelmişlerdi.
  3. Diğer taraftan bu çıkma kısım, beden duvarının oturtulmuş olduğu döşeme kirişlerinin hemen hepsinin kırılması yüzünden sözü geçen direklere yaslanmak isteyerek denize doğru tehlikeli bir surette sarkmış bulunuyordu.
  4. Beden duvarlarının altındaki tabanlar ise, bazı yerlerde de zemindeki toprak dolgu etkisiyle çürümüş ve bunun neticesi olarak tabana dayanan direkler de oturarak, döşemede, duvarlarda çöküntü ve yükselmeler meydana gelmiştir. Konsol çalışan ve binanın bütün köşe yükünü taşımakta olan tabanlardan biri ise önemli şekilde çatlamıştır. Diğer taraftan beden duvarlarının arkasını teşkil eden direklerden bilhassa kubbeyi tutan ikisi çürümüş ve bu yüzden meydana gelen çöküntü etkisiyle müzeyyen (süslü) dolap kapaklan, lambriler kırılmış ve döşeme de meyletmişti.
  5. Döşeme kaplamasının bir kısmı her ne kadar eski geniş kalaslarını muhafaza etmekte ise de, büyük satıh sonradan ince, adi tahtalarla kaplanmış. Bunlar fazla çürük olup, söküldükten sonra tekrar döşemelerine imkân yoktu.
  6. Dış kaplama, yer yer orijinal örnekler ihtiva etmekle beraber esas itibariyle muhtelif devirlerde pek itinasızca, kısmen yalı baskısı olarak, kısmen de lambalı? tahtalarla yapılmıştı. Bunlar da çok çürümüş olduklarından parçalanmadan sökülmelerine olanak yoktu.
  7. Salonun merkezindeki mermer havuz, eski resimlerinde görülen kapak kubbeyi tamamen kaybettiği gibi, altındaki duvarın çökmesi yüzünden ufkiyeti (yatay durumu) de bozulmuş, derzlerinden açılmıştı.
  8. Zamanında ufak bir kiremit aktarılmasının ihmali yüzünden, senelerce içeri akan yağmur suları yalnız o nefis tavan tezyinatını harap etmekle kalmamış; aynı zamanda, çatı bağlamalarını, mertek ve kiremit altı tahtalarını da çürütmüştü.
  9. Mevcut pencere çerçevelerinin hemen hepsi harap, camları kırılmış ve noksandı.
  10. Bütün bunlardan başka binanın ufkiyetini (yatay durumu) kaybettiren şakuli (dikeyliği) çöküntülerden ayrı olarak bir de ufki açma görülüyordu.
    Yukarıda özetlenen çok tehlikeli durum karşısında, maddi olanaksızlıklar göz önüne alınarak en acil tedbirler olarak aşağıdaki çalışmalar yapılmıştır:
    a) Binayı, deniz etkisine dayanıklı, yük taşıyabilecek güçte sağlam bir duvara oturtmaya karar verdik. Bunun için de, bu kısmı askıya alarak, deniz cephesinde boydan boya uzanan moloz haline gelmiş alt duvarı sağlam temele kadar söküp yeniden ördük. Zamanla yıkılmış ve yerine tahta perde çekilmiş kısmı da temelden itibaren yeniden inşa ettik.

    b) Yaptığımız araştırmalarda, esas inşaatta eliböğründe tabir edilen eğri ağaçlar kullanıldığını belirlediğimizden, direkleri söktük; duvarların yapılışında bıraktığımız kademeye, beden duvarlarından gelen yükleri alacak noktalarda eliböğründeleri oturttuk ve bunları deniz etkisine karşı izole ettik.

    c) Pek fena durumdaki tabanlardan ikisi değiştirildi. Bunlardan biri konsol olarak çalışmakta idi. Fazla çürümüş olan bir diğeri maalesef maddi sorunlar yüzünden ele alınamadı."

    1974 sonbaharında Amucazade yalısında aldığımız notlar: Divanhane'nin -cadde girişine göre- sağ gerisindeki, iki katlı ahşap binanın aslı, Divanhane ile birlikte yapılmış; ancak, yüz yıl kadar önce esaslı tamir ve değişiklik görmüş. Güneyde basit bir kapı girişine karşılık, kuzeyden (mermer basamaklar üzerinde, mermer kaideli dört ahşap sütunu bulunan) etkili bir kapıdan giriliyor. Bu bölümün küçük, metruk bahçesi ortasında, Divanhane'nin ortasındaki ile aynı üslupta pek zarif bir mermer havuz var; fakat göbek fıskiyesi kırılmış.
Mimari Biçimi"Bu Meşruta Yalı, aşıboyalı rengi nedeniyle, Kırmızı Yalı diye de anılır, Köprülü Yalısı da denilir. Bugüne yalnız selamlık bölümünün kabul salonu (Divanhane) kalmıştır.

Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı Tavan Rölevesi
Tavan Rölevesi
Türk mimarisinde görülen Orta Asya kaynaklı eyvanlı plan kompozisyonu Anadolu 'dan girip Bursa 'dan geçerek Boğaziçi'nde de görülen bu düzenleme böylece tarih içinden ve çok eski bir geçmişten geliyor, bu nedenle de önem arz ediyor. Salona bir taşlıktan geçilerek, geniş kapıdan girilmekte idi. 

Amucazade Hüseyin Paşa Yalısı Fıskiye 1970
Fıskiyenin 1970 yılındaki durumu
Dış mimarinin bu sadeliğe karşın iç mimaride, birazda fazla yüklü, çiçekli zengin ve rengin süsleme sanatına yer verilmiştir. Bu da Türk mimarisinin esas espiri ve ilkesine uygun düşmüştür. Burada G.Fossati (1809-1883) nin, İstanbul'da iken, yaptığı bir tasarımında yabancılaştırma ve çizim hataları ile yalı salonunun karakteri değişik bir biçime sokulmuştur. XVII. yüzyıl sonunun bu fasadındaki pencere tipini ancak XX.yüzyıl modern batı mimarlarının yapıtlarında bulabilirsiniz. Klasik Türk sahil mimarisinin bize kalan bu yadigârı Türk sivil mimarisinin emsalsiz bir örneğidir. Çevresine ve fonksiyonuna göre malzeme ve form uygulayan bir mimari; asıl sanat işte budur.
Bu sahil evi Wrigbl'in (Amerikalı mimar) yapıtı Şelale evini (1936) hatırlatıyor; malzeme ve biçim farklı ama su üstüne çıkış espirisi aynı. Ne yazık Amucazade Hüseyin Paşa yalısının mimarını bilemiyoruz."



1 yorum:

  1. Grand Junction Casino & Hotel - MapyRO
    Grand Junction Casino & Hotel 창원 출장샵 MapyRO. View detailed reviews, maps, photos and rates for Grand 동두천 출장마사지 Junction Casino & Hotel, MI. Rating: 경주 출장안마 8.3/10 춘천 출장안마 · ‎32 서울특별 출장샵 reviews · ‎Price range: ($)

    YanıtlaSil